Lateral Epikondilit (Tenisçi Dirseği) Nedir? Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir?

Lateral Epikondilit, genellikle “tenisçi dirseği” olarak bilinen, dirseğin dış (lateral) kısmındaki kemiğe bağlanan tendonları içeren ağrılı bir durumdur. Tendonlar kasın gücünü kemiğe iletir. Lateral epikondilit o bölgenin zayıflamasına ve bölgeye daha fazla stres binmesine sebep olur. Kaldırma, kavrama ve tutma gibi bu kasın aktif olduğu aktivitelerle ilişkili ağrıya yol açabilir. Tenis gibi sporlar genellikle bununla ilişkilendirilir, ancak problem birçok farklı aktivitede ortaya çıkabilir.

Durum, dirseğin etrafında bulunan, bileği ve ön kolu hareket ettiren bir veya daha fazla tendonun iltihaplanmasıyla sonuçlanır. İltihaplanma süreci devam ederse tendonlar daha sonra yıpranma ve aşınma değişikliklerini gösterebilir, tendon dokusu kalınlaşır veya şişer. Benzer bir ağrı dirseğin dış kısmında değilde iç kısmındada  hissedilebilir. Bu farklı tendonları etkilediği için ‘golfçü dirseği’ olarak adlandırılır.

Ağrı, en sık görülen bulgudur.  Ağrı, dirseğin dış tarafında, lateral epikondil olarak bilinen kemik bölgesinin üzerinde bulunur. Bu alan dokunuşa hassas hale gelebilir. Ağrı ayrıca kavrama veya kaldırma gibi tendonun üzerine baskı yapan herhangi bir aktivite ile de artar. Aktivite ile ağrı genellikle dirsekte başlar ve ön koldan elinize kadar yansıyabilir. Bazen, dirseğin herhangi bir hareketi ağrılı olabilir. Ağrı dışında, Sabah kalktığında tutukluk hissi görülür. Dirsekte ısı artışı, şişlik ve kızarıklık oluşur.

Lateral Epikondilit en sık 30 ila 50 yaş arasındaki bireyleri etkiler, ancak her yaşta ve hem erkek hem de kadınlarda ortaya çıkabilir.

Tedavi

Tedavi genelde konservatiftir. Ağrı kesici ödem giderici ilaçlar, aktivite kısıtlaması ve bandajlama ile 2-4 hafta arasında şikâyetlerde belirgin düzelme görülür. Düzelme elde edilemeyen hastalarda doktorun önerilerin uyum çok iyi sorgulanmalıdır. 

Basit bir rahatsızlık gibi görülse de yaşam kalitesini düşüren ve kişiyi gündelik işlerini yapmaktan alıkoyan tenisçi dirseği, ofis çalışanları ve ev hanımları arasında da yaygın olarak görülmektedir. Hastalar özellikle tokalaşırken dirseklerinde şiddetli bir ağrı olduğundan yakınmaktadırlar. Hastalığın teşhisinin ardından yangıyı azaltmak amacıyla ağrı kesici ve atel kullanımı ile germe-kuvvetlendirme egzersizleri gibi yöntemlere başvurulabilir. Böylelikle ağrı olan bölgedeki gerginliğin azaltılması hedeflenir. Düzelme elde edilemeyen hastalarda doktorun önerilerin uyum çok iyi sorgulanmalıdır. Bu metotları ile sorun çözülmediği takdirde tedavi aşamalı olarak ve hastanın özelliklerine göre planlanmalıdır. Tenisçi dirseğinin tedavisinde sıklıkla kullanılan yöntemler şunlardır:

  • İğne ile yağmurlama: Kortizon, içerideki yangıyı azaltıcı özelliğe sahip olduğundan diğer yöntemlerin işe yaramadığı durumlarda kullanılabilir. Bu yöntemde dirsek lokal anezteziyle uyuşturulduktan sonra ince bir iğneyle kemiğin dış zarına delikler açılır ve burada yeni bir yara oluşturularak iyileşmeyi tetikleyen sistem harekete geçirilir.
  • PRP uygulaması: Kas ve tendon yaralanmalarının tedavisinde son yıllarda yaygın olarak kullanılan bu uygulama, tenisçi dirseği rahatsızlığının tedavisinde de kullanılabilir. PRP uygulamasında, kandaki onarıcı olduğu düşünen hücreler (trombosit) ayrıştırılarak ağrılı bölgeye iğne ile uygulanmaktadır.
  • Radyofrekans yöntemi ile fizik tedavi:Dirsek kenarına gönderilen dalgalar sayesinde ağrı olan bölgede kanlanma artırılarak, iyileşmenin hızlanması ve ağrının ortadan kalkması sağlanmaktadır.

Tendonda dejenerasyon ve bozulma ileri safhadaysa ve hiçbir tedaviye yanıt alınamıyorsa cerrahi tedaviler önerilebilir.